28 Kasım 1964 günü doğmuşum. Okul zamanları İzmir’de ve yazları bir iki ayı Ayvalık’ta geçen bir çocukluk geçirdim. 1976 yılında “Yaşanmamış Yıllar”ı dinledim; Sezen Aksu’yu sevdim. 1982 yılında Karşıyaka Gazi Lisesi’nden mezun oldum ve İzmir’e “elveda” dedim.
1982 yılında sınavlarda ilk tercihim olan Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ni kazanarak Psikoloji okumak, klinik psikolog olmak üzere İstanbul’da geldim. İkinci sınıfta “mezun olduktan sonra sinema yönetmeni mi olsam” sorusu aklıma takıldı, Sinema Kulübü’ndeki arkadaşlar ile Müjde Ar için senaryolar yazdım. Onun haberi olmadı. Üçüncü sınıfta Fakülte’de sosyoloji ile çift anadal programını başlattım ve aynı yıl hayatımın en büyük kazanımlarından biri olan Nilüfer Göle ile tanıştım; özel asistanı oldum, beraber çalıştım, araştırma yaptım. Dördüncü sınıfta psikolojiden sıkıldım, bıraktım ve 1987’de Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldum. Ardından iki yıl bu bölümde Araştırma Görevlisi olarak çalıştım; bu kez Nilüfer Göle’nin resmi asistanı oldum. Ondan çok şey öğrendim.
1989 yılında The British Council’dan yüksek lisans eğitimim için burs kazandım; bir yıllığına İngiltere’ye gittim. 1990 yılında The University of Essex’te Sosyoloji programını bitirdim, Arabesk Müzik üzerine tez yazdım. O yıl annemi kaybettim. Bir yıl önce “Strange Weather”ı dinledim; Marianne Faithfull’u sevdim.
İstanbul’a döndüğümün üçüncü, dördüncü günü Nilüfer Göle’nin yönlendirmesi ile o zamanki adıyla Piar-Gallup’ta (bugünün TNS’i) Genel Müdür olan Temel Aksoy ile tanıştım. Görüşmeden çıktıktan sonra kaç lira maaş alacağımı bilmiyordum, ancak Piar’da bir masam vardı. 1990 – 1994 yılları arasında Piar’da Temel Aksoy ve Bülent Tanla ile birlikte önce pazarlama ve daha sonra sosyal, siyasi araştırmalar yaptım. Siyasi partiler ve medya ile paylaşılan seçim araştırmalarının risklerini ve keyiflerini yaşadım. Haftada 6 gün, günde 10 – 12 saat çalıştım. Hemen her gece Hayal Kahvesi’ne, Kemancı’ya ve sonrasında “numaralı yerlere” gittim. Çok eğlendim.
1994 yılında Temel Aksoy Plus Remark’ı kurarken “benimle yeni kuracağım şirkete gelir misin” dedi ve “evet” yanıtı ile birlikte hayatımın en doğru kararlarından birini verdim. 1994 Ekim ayından itibaren Plus Remark’ta çalışmaya başladım. 1994 – 2005 yılları arasında Plus Remark, Infratest Burke, NFO Infratest ve Plus Remark’ta görev yaptım; çok marka, tek şirket ve tek “patron” ile çalıştım. Tüm bu yıllar içinde araştırmaya, pazarlamaya ve hayata dair Temel Aksoy’dan çok şey öğrendim, ona çok şey borçlandım. Tüm bu yıllar içinde yüzlerce araştırma yönettim, yöneticilik yaptım; arkadaş ve dost sahibi oldum. Başarılı oldum, hatalar yaptım. En büyük şansım hep en iyi ekiplerle çalışmak oldu. Bu arada 1998’de babamı kaybettim ve ardından hayat ortağımı buldum. İki yakışıklı kedim oldu.
2005 yılı Kasım ayında şirketimizi Synovate’e sattık. Ben o sırada Araştırma Direktörü olarak çalışıyordum ve 2007 yılı sonuna dek aynı görevi sürdürdüm. 2008 yılı başında Synovate Türkiye ofisindeki görevlerimi bıraktım ve 14 ülkeden sorumlu olarak Synovate CEEME Bölgesi Marka ve İletişim Araştırmaları Direktörü olarak çalışmaya başladım.
2009 yılı Şubat ayının son haftasında Synovate’ten ayrıldım. Dostluklarımı aldım, o günlere dair “tel cambazının tel üstündeki durumunu anlatır şiirdir” geride kalan.
Aynı yılın Kasım ayında da arkadaşlarım Başak, Didem ve Nurdan ile birlikte Sia Insight’ı kurduk. Aklın vücut bulmasını, bilgeliğin yüceleştirilmesini temsil eden Sia’da stratejik pazarlama araştırmaları yapan, neyin nasıl yapılmasını gerektiğini öneren bir danışmanlık anlayışıyla bir “düşünce enstitüsü”olarak çalışıyoruz. Sevdiğimiz bir işi sevdiğimiz insanlarla birlikte yapmanın hazzını yaşıyoruz; böylesi bir kozmik senaryo karşısında ne denir ?